19 Kasım 2015 Perşembe

Salih HİLMİ


DALGALAR

En güzel şiiri oku gelen dalgalara
Korkma, dimdik dur, ak dalgalara
Sıradağlar uzansın köpük köpük
Gevrekçe gül dalgalara

Yıllar yıllar evvel, deniz mülayimken
Tutardık uslu dalgalarından
Şöyle bir silkelerdik bulanık deniz halısını
Dibi belliydi sanki
Ahh, sahilinde yürürdü topluluklar sakin sakin
Gökte bulut kıyamı vardı ama ruhlar munis bir kumsaldaydı
Yağmur yağardı sahilde, elimizde şemsiye ne gam
Temkinli bizler, güya bulut tabloları keyfindeydik
Dolunayı sahile indirmiştik
İşte diyorduk dolunay, burada yanımızda
Işıldatıyordu kıyıları, mehtap hülyaları görüyorduk

Sonra deniz çekildi
Bir satranç kuruldu sonra
Maskeler kıyıya vurdu sonra
Piyon, vezir, şah, fil, at ve kale karıştı sonra
Dalgalar büyüdü sonra
Taşlar bir daha dizildi, bir daha dizildi
Oyunlar karıştı, hileli zarlar atıldı sonra
Uğultu uğultu kurudu ruhlar

Dalgalar tsunami kıvamında artık
Vuruyor günbegün kıyıya balinalar
Vah ki, ne konuklara sığınaktı koca koca balinalar
Uzak hırçın dalgalar vururken kıyıda
Kemanıyla Farjad hazin nağmeler çalar bir kaya parçasında
Yer ve gök karışıyor artık
Düzler ters, tersler düz oluyor
Yerçekimine meydan okur nesneler
Balinaların ruhları göğe çekilir, akbabalar yerde tenezzüh eder
Çünkü balinalar, ah balinalar kurşunlanıyor kıyıda
Zaman eriyor avucumda bakır gibi
Ateş olmuşum akşamlarda
Zaman eriyor avucumda

Ahtapot eyvah ahtapot
Kaç kolun vardı senin, kaç kolun?
Her kolunu farklı renge boyamışsın ahtapot
Dalgalara gizlenmişsin ahtapot
Dalgalar büyür de büyür
Bu dalgalar seni de atacak kıyıya ahtapot
Kara kızıl gözlerin elbet bir gün göğe bakacak
Haydi son oyununu kur ahtapot
Dalgalar büyüyor ahtapot, büyüyor
Nuh’un gemisine dalgalar çarpsa da
Kolların uzansa da ahtapot güverteye
Nura hükmün geçmez ahtapot
Ah soytarı ahtapot, yavruların denizi kaplamış
Deniz çekilir ve can çekişirsin bir kıyıda

Şair korkutmasın seni dalgalar
Dalgaların dizgini kimin elinde?
Gör köpükten dalgaların ahirini
Kelamın susmasın şair, susmasın
Ayinler söyle, mezmur oku cesim yığına
Durur dalgalar elbet bir sayhayla
Son dua ve tek narayla




Metehan FİDAN


DUANI ARIYORUM

Seni bana sevdiren o hikmetin adıyla,
Bismillah kelamıyla, selamla yazıyorum,
Hükümsüz hasretinle, dilrübanın adıyla,
Şüphesiz yaşanmaya Kuran'ı arıyorum,
Yer ve gök şahidim ki duanı arıyorum…

Henüz arifler yeni ummanını aşmışken,
Tecellisi ömürden teselliyi bulmuşken,
Ümmü Mektun ahiri kör nefise varmışken,
Ben hilkatten zahiri, hakimi arıyorum,
Gönül yaram sızdıran gafili arıyorum…

Şemailin sevdiren, zor nefistir bilirim,
Gölge eder kusurum, korkarım, irkilirim,
Ahretteki sevdalın, biçaresiz garibim,
Kor alevden türeyen habesler arıyorum,
Bir ebedden yankısız kafesler arıyorum…

EL dilinde mücevher, müreffeh biliniriz,
Toprak olsak habersiz asiya diriliriz,
Gül esvabın ıslanmış, ne ile kuruturuz,
Kasvetim yenik düştü, zulmeti arıyorum,
Kudreti baki olan kudreti arıyorum…

Sualsiz kalacaksak sorgusuz senelere,
Güzel bir habeş kızın, ismiyle "SENE"lere,
Bir Yusuf emsaliyle, Eyüp’ten senelere,
Nasıl geçer vuslatın, kadrini arıyorum,
Sol göğsümün altında, kabrini arıyorum...

Hüsn-ü zan ediyorsam, su-i zan ediyorsun,
Bir fecr vaktindeysem, sen felak ediyorsun,
Zor hicr eyledin de, kor helak ediyorsun,
Bu esved makamından kör rütbe arıyorum,
Mücerred azarından, bir tövbe arıyorum...

Kaldı mı gazabından, çehrende mütebessüm,
Bilir misin sünnettir, gönülden bir tebessüm,
Nedir asra hilafın, ne bir aşka tecessüm,
Şefkat ağır tohumdur, liyakat arıyorum,
Firkat kahır senedin, sadakat arıyorum…

Müşfik yazdı defterde, müfsid ettin bağrımı,
Hor gördün de garibi, unut dedin çağrımı,
Sordun mu eşe dosta, buldun mu son ağrımı,
Son değil sondan evvel, sol sesimi arıyorum,
Harcayıp tükettiğin, nefesimi arıyorum…

Gözlerimde mühürlü, kilitli kaçak gibi,
Cengaver sabır külüm, tükenmez koçak gibi,
Belki bahtı karayız, ömürlük yasak gibi,
Sanma ki gökyüzünde, ayperi arıyorum,
Saltanat döneminden, hisleri arıyorum...

Seni bana sevdiren o hikmetin adıyla,
Bismillah kelamıyla selamla yazıyorum,
Hükümsüz hasretinle, dilrübanın adıyla,
Şüphesiz yaşanmaya Kuran'ı arıyorum,
Yer ve gök şahidim ki duanı arıyorum…
https://ssl.gstatic.com/ui/v1/icons/mail/images/cleardot.gif


A.Bahtiyar GÜNDÜZ


SARSINTI

Derin sarsıntı büyür dünyanın merkezinden
Asırlık rüyalar sararır kederimizden

Ütopya oldu çıktı göğe görkemli hülya
Her gün vatanımda oynanır binbir komedya

Çakallar mütemadi saldırır masumlara
Ellerini kaldırırlar yine semalara

Yolcular anlaşılmadı bulur yeni vaha
Kurarlar devasa, kutlu bir alem daha

Mayalarına hiç düşmesin çürük bedbinlik
Ferda sarar neşeyle ruhta varsa dirilik


Ali KARTAL


SIR ZİNDANI

Bir ılık tebessüm bana bugün gece
Damıtıyor kirini paslı ruhumun
Yıldızlar yağıyor içime huzurun
Serinliği mest etti beni sürurun

Beynimi kemiren ölü düşünceler
Mehtabın rüzgârı beni de temizler
Nefessiz binalar karanlık gölgeler
Nedense vuslat şarkıları besteler

Hayat öyküm geçer gözümün önünden
Söner öfkem silinmez olsa da kalpten
Yaralar amansız acılar keskin dün
Temizlendi sır zindanım gönül bugün

Osman KURBAN


SONBAHARIN SESSİZ ÇIĞLIĞI

Güneşin ardından,
Bulutların arkasından.
Yağıyor; bir tutam,
Akıyor kelam…

Anılar canlanır;
Damlaların içinde,
Tüten bir; sobanın başında…
Onun başucunda…

Yaprakların sarardığı,
Sokakların boşaldığı.
Nedir bunun adı…
Bu, sessizliğin kelamı…

Kiremidin üstündeki;
O alev rengi.
Hatırlatır mı sana,
Çağrıştırır mı hayalleri…

Sonbaharın sessizliği.
Yağmurların sesi.
Var mı daha ötesi,
Beyaz bir tenin kimsesizliği…