24 Mart 2016 Perşembe

Metehan FİDAN


ELVEDA BAKIŞINDAN

Seni yine görmüşler yine can pazarında,
Nasılsa anlamışlar çakmağı yakışından,
Bugünün afeti sen yarın ben mezarında,
Öyle anlayacaksın gözlerim akışından,
Öyle gam vuracaksın elveda bakışından..

Yıllar yılı izlenen bu usûlsüz serenat,
Bu tartısız gönlünde açtığın son cerahat,
Bir rica mı istenen ilticası ne rahat,
Yangınıdır közlerin zamansız akışından,
Sorgusudur gözlerin elveda bakışından..

O vakit hatırlarsın tekerrüre düştüğün,
O vakit habersizce ateşle öpüştüğün,
Belki sağır bir vakit kutupla görüştüğün,
İnkarı da imkansız kar görmeyen kışından,
Mevsiminde vicdansız elveda bakışından..

Sırra kalem vurduğun o günlerdir yazıyor,
Uzleti karanlığın sabahını besliyor,
Bir heybet ki ne denir haşyetiyle geziyor,
Ne hâcet ki bilirim seni her karışından,
Bazen de irkilirim elveda bakışından..


Değil yerde kıyılan göktedir nikahımız,
Değil şerde kurtuluş serde imtihanımız,
Olur ya Allah bilir gelmez ise sıramız,
Bilirim mi her vakit, her vakit batışından,
Azrail habercisi elveda bakışından.

Ali KARTAL

 

EY BEN

Sen de ben’i bugün anlamazsan
Sunulan değerli, hem almazsan
Olmaz, onulmaz biliyorsun
                              
Doğru bildin, dünya yalan
Bir sözle ruhumu çalan
Bir süzüşle gönlümü alan
Mal mülk yalan, dünya yalan

Gerçek: yalan; ürperiyorum derinden
Damla damla düşüyor yaş gözümden
Kim bilir belki yalan dünyamdan
Yaşadığımı biliyorum yalandan

Anlat bana da ben’den anlıyorsan
Kim bilir belki yalan dünyamdan

Bir ders alır ruh, emanet solmadan

Salih HİLMİ


KAYIP SÜKÛNET

Duvarların ötesinde yeni bir alem
Bin şimdi hayal bulutlarına
Gözler kapıdır, ruh semasına
İçte evrenler gizli, sırlı evrenler
Zaman halka halka
Binlerce an, binlerce ben
Düne köprü kur, yarına kanat aç
Bugünde gez, düşme dipsiz zamana

Ah akıl, ruhu kavrayamadın dağınıksın
Kayboldun labirentte, yok mu haritan?
Parçaladın kalbinin duvarlarını nafile
Dünya kandırdı, sürüklendin bir o yana bir bu yana
Şaşırdın bu kadar maskeye, bakışa
Ve aldandın, yazık!
Hani o masumiyet?
Anıların, soruların, acıların, rüyaların
Bir anka kuşunun kanadında ve uzaklarda
Parça parça tarihin, parça parça sen
Hep helezonik daireler peşindesin
Yitti ve gitti mazin

Yine ve yine nice derdin takibiyle düştesin
Ateşte yürür, Firdevs hayaliyle gezersin
Felek bin bir piyesle deli elbisesi giydirir

Artık sükûnet yağmuru yağsın ruhuna
Yağsın da kalmasın kuraklığın
Aş uçurumları, kur yepyeni bir dünya
Karanlığın saltanatına son ver
Ümit fidanları dik, sula hüznün yaşlarıyla
Sabret, yıkılma.
Devril, bir daha devril, vazgeçme.
Birleştir hayatın tüm yapbozunu
Gör içindeki ışığı
Büyüt daha iyi büyüt kalbinin ışığını
Dağıt insanlığa
Kurulsun ışığında nice ümranlar


Ragıp MİRZADE


DİVAN EDEBİYATINDA YILDIZ BEYİTLER - 3

21-Saltanat didikleri ancak cihân gavgasıdır
Olmaya baht u saadet dünyâda vahdet gibi
 MUHİBBÎ (KANUNÎ)

22-Nev'iyâ lâzım değil olmak filân ibni filân
 Mâ'rifet kesbeyle ta bir âdem ol ãdem gibi
 NEV'Î

23-Güllü dîbâ giydin ammâ korkarım âzâr eder
Nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni
NEDİM

24-Od ile korkutma vâiz kim la'l-i nigâr
 Canımız bizim oda yanmağa mu'tâd eyledi
HOCA DEHHANÎ

25-Gönül yetti ecel zevk-i rûh-i dildâr yetmez mi
Ağardı mûy-i ser, sevdâ-yı zülf-i yâr yetmez mi
FUZÛLÎ

26- Ãşık-ı sâdıkta dil birdir olur mu yâr iki
 Hiçbir taht üstüne mümkün müdür hünkâr iki
SELİMÎ

27-Belâ girdâbına salsın adûnu nâ-bedîd edesin
Fenâ deryâsına gark eyleyen Firavn u Hâmân'ı
 BÂKÎ (nâ-bedîd:belirsiz, adû:düşman)

28-Ne mümkün zulm ile, bîdâd ile imhâ-yı hürriyet
 Çalış, idrâki kaldır,muktedirsen âdemiyetten
NAMIK KEMAL

29-Savm ü salât ü hacc ile sanma biter zâhid işin;
İnsân-ı kâmil olmağa lâzım olan irfân imiş.
NİYAZİ MISRÎ

30-Âkıl isen can gözün aç, tut kulak bu sözüme
 Bir değirmendir bu dünyâ öğüdür birgün bizi

CÂHİDÎ