KAYIP SÜKÛNET
Duvarların
ötesinde yeni bir alem
Bin şimdi
hayal bulutlarına
Gözler kapıdır,
ruh semasına
İçte evrenler
gizli, sırlı evrenler
Zaman halka
halka
Binlerce an,
binlerce ben
Düne köprü
kur, yarına kanat aç
Bugünde gez,
düşme dipsiz zamana
Ah akıl, ruhu
kavrayamadın dağınıksın
Kayboldun
labirentte, yok mu haritan?
Parçaladın
kalbinin duvarlarını nafile
Dünya
kandırdı, sürüklendin bir o yana bir bu yana
Şaşırdın bu
kadar maskeye, bakışa
Ve aldandın,
yazık!
Hani o
masumiyet?
Anıların, soruların,
acıların, rüyaların
Bir anka
kuşunun kanadında ve uzaklarda
Parça parça
tarihin, parça parça sen
Hep helezonik
daireler peşindesin
Yitti ve
gitti mazin
Yine ve yine
nice derdin takibiyle düştesin
Ateşte yürür,
Firdevs hayaliyle gezersin
Felek bin bir
piyesle deli elbisesi giydirir
Artık sükûnet
yağmuru yağsın ruhuna
Yağsın da
kalmasın kuraklığın
Aş
uçurumları, kur yepyeni bir dünya
Karanlığın
saltanatına son ver
Ümit
fidanları dik, sula hüznün yaşlarıyla
Sabret,
yıkılma.
Devril, bir
daha devril, vazgeçme.
Birleştir
hayatın tüm yapbozunu
Gör içindeki
ışığı
Büyüt daha
iyi büyüt kalbinin ışığını
Dağıt
insanlığa
Kurulsun
ışığında nice ümranlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder