14 Ocak 2016 Perşembe

Mehmet Melik ASYALI


BİR EL


Sessizce beklemek ne olduğunu bilmeden
Sesini duyduğun, içine çektiğin,
Asfalt kokusu.
Ne yaptığını bilmeden sadece sesini dinleyişin,
Hızlı hızlı ayak sesleri
Ve su ile karışmış sesleri.

Ardından yakıcı bir güneş etkisi,
İstemsiz gözlerin kapanışı,
Sessizce süzülen ter damlaları,
Sıcağın etkisiyle ellerin yüze kapanması.

Yüzünde bir isyan,
Gözden akan o damlalar,
Her damlada intikam duygusu,
Ve son haykırış.

İşte o an bir el omuzda,
İçine huzur veren,
Tatlı bir duygu,
Sanki yıllardır tuttuğun eller.
Sanki saatlerce hissettiğin o ten.

Sonra korku,
Şiddetli bir şekilde arkaya dönme isteği,
Ama bunu yapamamak,
Arafta kalmak,
Şimdi iki bıçak arası bir tercih.

İçinden bir ses çıkar,
Kaldı mı?
Kaldı mı son bir direnişin,
Yanıtını vermeye korktuğun bir  yıpranış.
Mendil satan çocuk sesleri,
İşe yetişmeye çalışan bencil insanlar,
Ekmek kuyruğu ve işte sütçünün sesi,
Üçüncü kattan bakkala poşet sarkıtan teyzeler,
Kimsenin umurunda değilsin.

Omzundaki elin istemsiz hareketi ile kendine gelişin,
İşte gene o iki bıçak arası tercih,
Kararını vermişsindir artık.

Seni senden alan korkuyla,
Acaba o mu?
Ayaklarının hızlanışı ve kaçış
Ah, bu korkuyla ömür geçmez


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder