14 Ocak 2016 Perşembe

Osman KURBAN





GRAMOFON

     Gramofonun ne olduğunu bundan on yıl önce keşfettim. Burdur’da… Soğuk bir kış günüydü. Bir masa… Üstü örtü ile sarılı. Örtüyü çektiğim zaman çok şaşırdım. Garip bir cisim, tanımlayamadığım bir alet karşımda duruyordu. Tabii ne olduğunu öğrendim.
Gramofon… Dedemin gramofonu. Kendisi bu müzik aletini 1979’da almış. Mükemmel zariflikte ve incelikte bir cihaz. Bu makineyle ses ve müzik kaydı veya dinleme olanakları var. Gramofonun yanında bir de plak arşivi var. Hangisini saysam size? Tülay German… Nilgün Atılgan… Esin Engin… Özellikle Rum şarkıcılar o günlerde pikap ve gramofonların vazgeçilmez sesi imiş.  Ve adını yazamadığım birçok Fransız şarkıcı… Genellikle caz ve pop ağırlıklı. Zaten gramofonun namındandır, türkü falan dinlenmez.

    
İlk plağı koydum. Tülay German’ın, Burçak Tarlası adlı eseri. Üzerinde 1964 yazıyor. Mükemmel bir ses ve kalite. Daha önce hiç böyle bir müzik dinlediğimi sanmıyorum. Tamamen bir başyapıt. Gramofon eskiden pek bulunmazmış. Doğrusu, şimdi de bulunmuyor. Gramofon genellikle bir hobi veya bir uğraş olarak nitelendiriliyor. Eskiden orta halli veya geliri normalin üstünde olan ailelerin evinde bulunurmuş. Çok ayrı bir alet. Tamamen eski günleri hayal etmenizi sağlayan ve o günlerin içinde yaşamanıza olanak sağlayan bir alet. Sadece müzik dinletisi yapma özelliği yok. Manevi özelliği çok fazla. Bir plak koyduğunuz zaman isterseniz 70’li yıllar, isterseniz 80’lerde oluyorsunuz. O an’ı size saniyesine kadar yaşatıyor. Şimdi daha iyi anlıyorum neden pikap ve gramofonlara bu kadar değer verildiğini.

     Plak, gomalaka ve mumlu maddelerle yapılan bir disktir. İki yüzünde helezon şeklinde oyuklar vardır. Tıpkı günümüzdeki CD’ler gibi. Bu oyuklar, girintili çıkıntılıdır. Özel olarak yapılmış gramofon iğnesi, bu oyuklar arasında dolaşırken meydana gelen titreşimler, plağa alınan sesin tekrar duyulmasını sağlar. Makine, plağın devamlı olarak ve aynı hızda dönmesini sağlayan bir motor ile sesi yansıtan bir bölümden ibarettir. Motor, zemberek ya da elektrikle çalıştırılabilir. Her iki şekilde de dakikada 78 devir yapılır (45’lik pikap, 78’lik pikap anlamı buradan gelir). Elektrikle çalışan gramofonlara pikap adı verilir. İğne; plak üzerinde dolandıkça oyukların girinti ve çıkıntısına göre meydana gelen titreşimler, iğnenin bağlı bulunduğu diyagrama yansır. Ses titreşimleri, diyagram ve ses kutusu yardımı ile büyütülerek aksettirilmiş olur.

     Gramofon’ un hikâyesi budur. Çok meşakkatli bir şekilde çalışır. Ama verdiği duygu ve o ses sizi paha biçilemez bir manevi yolculuğa çıkarır. Özellikle Tülay German’dan “Burçak Tarlası” eserini dinliyorsanız…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder