13 Ağustos 2015 Perşembe

Behzat ÇOLAKOĞLU


ÖZ - EL

        Ağustos'un ilk haftaları özeldir benim için. Bunu özel kılan belki de sizin için özel olmamasıdır... Ben de, bende farkındalık oluştursun amacıyla köyüme kısa bir süreliğine gitmiştim. Burası hayal kırıklığıydı.
       Gündüzler uzun olsa da günler kısaydı, tefekkür ve okuma halinde gecelerini uzatmaya çalışan,  ölüm döşeğindeki insandan pek de farkım yoktu. Hayal ettiğimi yine bulamamıştım burada. Lord of the Rings'in o çorak topraklarını bulamadım belki de. Camelotun, o ılığımsı iklimini de soluyamadım ama bir şeyler fark ettim dostum. Ağustos'un ilk haftasını özel yapan: kişiler, zaman, mekan ya da iklim değilmiş aslında, benmişim ben yani münzevi adam…
      Uzaklaşmak gerekiyordu yakındakilerden, kaçmak lazımdı akındakilerden, öncü olmamak gerekiyordu önde olmak için, yani kaçmak her zaman en önde olmaktı; nereye gideceğini bilmesen de. Kimin ya da neyin seni beklediğini kestiremesen de...
      Yılın her haftası özeldir benim için. Çünkü yılı ben özel yapıyorum, ben özendiriyorum tıpkı yıllanmış bir şarap gibi terbiyesini ben veriyorum, terbiyesizlerin terbiye verdiği çağda olsak da…
       Başlık neden böyle diye soranlarımız olursa özel olanı sadece kendimizin belirlediğini göstermek istedim.  El bize ne karışır biz zaten karışmışız, kaçmışız... Üstadın dediği gibi bu firar, bir Kabil kompleksi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder