DARGIN ŞİİR
Aynalı aynalıktan sessizce seyreder.
Saçlarımın sesini bizzat taklit eder.
Bir semti bilmem kaç yerinden terk eder...
Rüyalara gözyaşıyla dalar
Kâbûslarını ise sevdikçe sever.
Her gün hayal kırıklıklarıyla boğuşur.
Dünyaya sanki savaşmaya gelmiştir!
Hiç olmadığım bir yerde durur,
Hiç bilmediğim bir yere yürür.
Aaa, unutmadan; söndürülmüştür güneşi ve
huzuru
Zaten o karanlıktan korkuyordur.
''Anlat'' dedim. ''Kime kızdın, neye bu
hırsın?''
Bir kadının adını andı.
Kitap kokan bir kadındı.
Kadının gülüşünde bir masum oturur bir
bilse.
Kalmamış yanaklarında gülümsemeye sebep
olacak kimse.
Çoğu zaman nükleer bomba gibi düşer
hevesin içine.
Çünkü hüzünlü vedalar sayar
ellerimize...
Oysa bu kadına âşık olsam en büyük şair
ben olurdum!
Oysa bu kadına âşık olsam en büyük şair
ben olurdum!
“Oysa” dedi. ''Bu kadına âşık
olsam en büyük şair ben olurdum…''
Bu kadın şiir olur, bu kadına şiir
yazılamaz.
Zaten bu aşkı kılıcı bile
karşılayamaz...
Dünyaya sanki savaşmaya gelmiştir.
İşaretler kendini gövdeme bir gürleyip
bir dinip
Öyle büyür işte, göz çukurumdan inip...
Aaa unutmadan; söndürülmüştür güneşi ve
huzuru
Zaten o karanlıktan korkuyordur...
''Anlat'' dedim.” Kime kızdın, neye bu
hırsın?”
Bir kadının adını andı.
Kitap kokan bir kadındı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder