21 Mayıs 2015 Perşembe

Salih HİLMİ


GÜVERCİN BÜLTENİ

Rüzgar değirmenleri şimdi duracak
Bana gülden şarkılar oku
Lütfen dikensiz olsun
Kurtlar çakallar anlaşsa da aslanlar
Hep sonra kükrer
Kükreyişleri ürkütmeyen aslanlar
Şişirilmiş kedi, uyuşturulmuş bahtsızdır

Köprüler kurulur köprüler yıkılır
Mezarlar doldurulur statlara
Kombine mezarlıklar
Size ilaçlar vereyim gelecek zamanlardan
Çünkü çatısız gönüller çabuk su alır

Bir fincan kahve almaz mısın?
Karıştır ruhunu yavaş yavaş
Sen ne keyif düşkünüsün böyle
Enerji dedin şekere gömüldün
Bana hak ver, beni kahin görme
Seri türküler söyle ey ağıtçı
Dolar düşse altın inse sen yine durma
Hatta oryantal parçalara da geç

Kılıçsız, kansız rüyalar hakiki midir?
Beethoven, İzmir'de doğsaydı
Sen böyle piyano çalar mıydın?
Hekimler ormanlara uğrasın
Hasta ağaçlara deva bulsun
Güvercinler sunsun haber bültenlerini
Çünkü onların ata mesleğidir habercilik
Hayat bir yarışma kaybetmeye odaklı
Kazanma riski de olan

Klinik kabuslar incelensin uzmanlarca
İncelenmeyen her kabus
Belki de büyük krizlerin taslağı
Abajurları açın abajurları
Uyanın, koçlar kurban değilse çiftlik yanar
Saatli guguk kuşu yuvadan çıkmaya mahkum

El öpenlerin çok olsun çizmeli kedi
Bana Pinokyo'nun yalanlarını anlat
Şeker vereyim sana bayramdır
Hani yeni elbiselerin
Eh fakirlik ayıp değil
Yalancılık ayıp ama fakirlik zor

Birlik kuralım en tez sarmaşıklardan
Kalender bir demlik getir
Çayı koyu olsun
İçine vatan hasreti gibi dolsun
Koltuklara günahsız oturanlar
Günahtan dağları sırtlanıp kalkar

Eskiden oyunlar sadece çocuklarındı
Şimdi devir değişti
Çocuklar çalışır büyükler oynar, eğlenir
Televizyon mikseri kafamı karıştırır
Diş dolgun mu kırıldı,üzülme
Kırılmayan yerin mi kalmıştı
Kalbin, zihnin, ruhun hep kırılmıştı
Çağ her şeyi kırıyor, kıtlık zamanı
Kavun gibi karpuz gibi çağ
Dışı başka içi başka
Dışı yeşil içi kırmızı
Dışı turuncu içi beyaz
Dilim dilim ülkeler
Dilim dilim fikirler
Dilim dilim mideler

Yalancı plastik menekşeler getir bana
Yalanı sevdik zahmetsiz yalanı
Paltonu ört eski ahşap evlere
Ancak palton korur onları bu soğuktan
Ozanlar niçin aya götürülmez?
Ne vakit bir şairi uzayda göreceğiz?
Uzay ne ilham eder şaire?
Yoksa şair, yalanın örtüsünü mü indirecek?

Gezginler ekmek yerken kilo düşünmez
Alınyazılarında şişmanlık yok
Gözlüğü kır at her şeyi büyük gösteriyor
Bana küçük mevsimler lazım
Hacivat okyanus yolculuğu yapsa
Karagöz'e sabreder miydi?
Şemsiyesini açar mı güvertede?
Tepeler yüksek gözükse de korkma
Çünkü dağlar daha yüksektir ve sıra sıradır



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder